Ankara Gençlik ve Spor
İl Müdürlüğü önünde 2025 Sefalet bütçesini ve enflasyon oranlarını protesto ederek
Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Kredi Yurtlar Genel Müdürlüğü çalışanlarının
sorun ve taleplerini gündeme getirdik.
Konfederasyonumuz
Birleşik Kamu-İş ve bağlı sendikaların yönetici ve üyelerinin de destek verdiği
basın açıklamasını Sendikamız adına Genel Başkanınız Alay HAMZAÇEBİ yaptı.
Basın açıklamamızın videosunu https://www.dailymotion.com/video/x98kjru linkini tıklayarak izleyebilirsiniz.
BASIN
AÇIKLAMASI
04
Kasım 2024-ANKARA
Bugün Ekim ayı enflasyon
oranları açıklandı, aynı zamanda 2025 yılı bütçe görüşmeleri de TBMM’de devam
ediyor.
Öncelikle iki farklı
kuruluşun açıkladığı enflasyon rakamlarına bakalım.
ENAG’ın enflasyon
oranlarını açıklayacağını ilan ettiği saatten epey sonra verileri açıklaması
acaba ENAG’a da mı Kayyum atandı diye endişelenmeye başladık.
Halkın enflasyonunu yansıtan
ve gerçekçi veriler sunan bağımsız araştırma kuruluşu ENAG’a göre aylık % 5.57
yıllık ise % 89.77 olan enflasyon oranı TÜİK’e göre aylık % 2.88 yıllık ise %
48.58gerçekleşmiş.
TÜİK yine şaşırtmadı.
Yine kafasına göre takıldı, yine talimatla istenen oranları açıkladı.
Yılın bitmesine kala son
iki ay hariç Toplu Sözleşme gereği % 6 + % 1.99 Enflasyon farkı ile memur ve
emeklisi şimdilik 2025 Ocak ayında % 7.99 Zam almış olacak. Bu
ayarlanmış düşük enflasyon oranları ile memur ve emeklinin 2025 yılında alacağı
zamlar da pula çevrilmiş oldu.
Enflasyon oranlarını
düşük açıklamakla enflasyon düşmüyor. Refah artmıyor. Aksine emekçiler hileli
bu oranlar ile daha da yoksullaştırılıyor. Açlığa mahkûm edilir hale
getiriliyor.
TÜİK bugün Yeniden
Değerleme Oranını (YDO) belirleyecek Yİ-ÜFE oranını açıklamasıyla 2025 yılında
YDO % 43,93 olarak uygulanacak. Bu Emlak Vergisi, Motorlu Taşıtlar
Vergisi, Ehliyet, Kimlik ve pasaport harçları dahil olmak üzere bir çok vergi
ve harca % 43,93 oranında zam gelecek demektir.
2025-2027 yılı Orta
Vadeli Programda (OVP) enflasyon tahmini % 17,5 öngörülmesine karşın vergi ve
harçlara yapılacak yüzde % 43,93 oranındaki zamlar ile yılbaşında günlük
yaşamımızı ve bütçemizi etkileyen birçok vergi, harç ve cezalara hedeflenen
enflasyonun kat be kat üzerinde zamlar gelecek.
Hükümetin bu yaptığının
anlamı kepçe ile alıp kaşık ile vermektir.
Zamlar yukarı, enflasyon
aşağı dünyada ki tek model bizim hükümete ait.
YDO Gelir Vergisi
tarifesinde yer alan gelir dilim tutarlarını da belirleyecek.
Asgari ücretin bir yıldır
güncellenmeyerek 17.002-TL olarak çok düşük kalması, yüksek enflasyon
karşısında artan maaşların etkisiyle de emekçiler yılın 2 inci, 3 üncü
aylarında vergi dilimlerine girerek yüksek vergi ödemeye başlayacaklardır.
Emekçilerin vergi yükünü azaltmak adına Cumhurbaşkanı yetkisini kullanarak
YDO’yu Gelir vergisi dilimleri yönünden % 50 artırmalı.
Büyüklüğü 14 trilyon 731
milyar lira olan 2025 bütçesinde;
Gelir dağılımındaki
adaletsizlikleri daha da derinleştiren (KDV ve ÖTV gibi) dolaylı vergilerin
toplam vergi gelirlerindeki payının yüzde 70 seviyelerine,
Bir yandan emekçilerin
payının azaltılarak, Vergi gelirlerinin yüzde 45 oranında artarak 12 trilyon
651 milyar liraya,
Faiz ödemesinin % 13.23
oranı ile 1 trilyon 950 milyar liraya,
Bütçe açığının 1 trilyon
931 milyar liraya ulaşmış olduğu görülmektedir.
Bütçede biz kamu
emekçileri için dikkat çeken başka hususlar da bulunmaktadır.
2025 yılında 411
milyonluk lojman satışı öngörülmüş. Bir yandan saray sayısı ve masrafları artarken,
barınma sorunu yaşayan, maaşı kirasına yetmeyen memurun lojmanları satılacak.
Memurun fazla mesai saat
ücretinin bir simit alamaya yetmeyecek tutarda 12,80-TL gibi komik bir rakam
olarak belirlendiği görmekteyiz.
OVP’de 2025 yılı için
yüzde 17,5 enflasyon hedefi öngörenlerin vergi gelirlerinde yüzde 45,4 artış
tahmini yapmaları aldatmacadır. Bu da önümüzdeki yıl yüksek enflasyon ortamının
devam edeceğini göstermektedir.
Özetle 2025 Bütçesini
değerlendirirsek 22 YILDIR AYNI TERANE.
Vergi yükünün, bütçe
açığının, faizlerin, cari transferlerin, Kamu Özel İşbirliği (hasta garantili
hastaneler, döviz üzerinden geçiş garantili köprü, otoyol, tünel) ödemelerinin
arttığı ama gelirimizin düştüğü bir yıl daha yaşayacağız.
Yine dar gelirliden alıp
faize, sermayeye, yandaşa, rantiyeye, tarikata, cemaate aktarmak için
hazırlanmış bir sefalet bütçesidir.
Bu bütçede bol vergi, çok
iş, az maaş vardır.
Konfederasyonumuz
Birleşik Kamu-İş’in açıkladığı en son rakamlara göre Açlık Sınırı 22 Bin 24
Lira, Yoksulluk Sınırı ise 68 Bin 245 Liraya yükselmiş. Bu rakamlar Asgari
Ücretin halen 17 Bin 2 lira olduğu Türkiye’de açlık ve yoksulluk sınırının
derinleştiğini göstermektedir.
Kamuda çalışan memur
açlık sınırın bir tık üstünde yoksulluk sınırının ise yarısı kadar maaş almaktadır.
Hükümet ve yandaş sendika
işbirliği ile TÜİK’in uydurma enflasyon oranları, Bütçe, vergiler, Toplu
Sözleşme tiyatrosu ile Memurun ve emeklinin canına okumaya devam ediyorlar.
Sizlerin araçlığıyla en
çok yatırımların ve paranın döndüğü aynı zamanda en çok liyakatsizliğin olduğu
ve haksızlıkların yapıldığı Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Kredi ve Yurtlar
Kurumu çalışanlarının sorun ve taleplerini gündeme getirmek, kamuoyunun
bilgisine sunmak ve yetkililere hatırlatmak istiyoruz.
- Kuruma
dışarıdan sınavlı veya sınavsız kimse müdür, başkan atanmamalı. Cumhurbaşkanı
tarafından söz verilen sözlü mülakatlar kaldırılarak kurum içinden merkezi
sınav sistemi ile idareci atanmalı, Kurum dışından atamaların önü kesilmeli,
- Yurtlarda çalışan yurt yönetim memurluğu bir
meslek olarak tanımlanmalı, birinci dereceye düşmeleri sağlanmalı, yaptıkları
görev nedeniyle fiili hizmet zammı verilmeli,
- KYK yurtlarının her birine 2 veya 3 manevi
rehber adı altında imam görevlendirilmektedir. Öğrencilerin yaşadığı sıkıntıların
çözümü imamların şükret, daha kötüsü var gibi dini sohbetlerle olamayacak kadar
ciddi ve bilimsel yaklaşım gerektirir.
KYK yurtlarına öğrencilerin sorunlarına bilimsel yaklaşacak ve çözüm
üretecek 2, 3 psikolog ve sosyal hizmet uzmanı ataması yapılmalı,
- Yurtlarda nöbet tutan memurlara fazla mesai
ücreti değil NÖBET ÜCRETİ ödenmelidir.
Hafta sonu nöbetlerde 2, resmi ve dini
bayramlarda 4 katı nöbet ücreti ödenmeli,
- Tatil günlerinde yerine getirilen nöbet
izinleri 2 gün olmalı,
- Memur Koruma ve Güvenlik Görevlisi
personelin vardiyalarına denk gelen Dini ve Milli bayram günlerinde yaptıkları
görev karşılığı hem fazla mesai hem de
izin verilmeli,
- Mesai ücreti yüksek olan işçileri hafta sonu,
resmi ve dini bayramlarda nöbetlerde görevlendirmeyip bunların yerine mesai
ücretleri düşük olan Sözleşmeli Destek Personelini görevlendirme ve çalışılan
fazla süreye ilişkin izin haklarının kısıtlanması uygulamasına son verilmeli,
- Sözleşmeli Destek Personeline uygulanan
mobbing ve angaryaya son verilmeli; 657’ye tabi memurla uygulanan çalışma ve
izin haklarının aynısı bu personele de
uygulanmalı,
- Spor müsabakaları için
görevlendirmelerde personel arasında adam kayırmacılığına, ayrımcılığa son
verilmeli, görevlendirme ücreti eşit ödenmeli,
- En düşük memur maaşı yoksulluk sınırının
üzerinde olmalı,
- Vergi
dilimi matrahı artırılarak oran % 10’da sabitlenmeli,
- 3600
ek gösterge birinci dereceye gelmiş bütün memurlara verilmeli.
- Aylık Bağlama Oranlarının 2008 öncesi
ve sonrası ikili uygulamasına son
verilmeli,
- Seyyanen
zamlar başta olmak üzere bütün ek ödeme ve tazminatlar emekli keseneğine
sayılmalı, seyyanen zam emeklilere de verilmeli,
- 666
sayılı KHK ile kesilen ikramiye ve havuz paralarımız tekrar ödenmeli,
- Büyükşehirlerde
görev yapanlara büyükşehir farkı verilmeli,
- Kamu
çalışanları için lojman, kreş ve sosyal tesisler sağlanmalı,
- Memurun
barınma sorunu artarak devam ediyor. Seçim öncesi söz verilen kira desteği
derhal verilmeli,
- Yardımcı
Hizmetler sınıfı kaldırılarak içerisinde bulunan meslek branşları Teknik
Hizmetler Sınıfına, diğerleri de Genel İdare Hizmetleri sınıfına geçirilerek Ek
Göstergeden faydalandırılmalı,
- Öncelikle
işe geliş gidişler ücretsiz servis hizmeti ile sağlanmalı, sağlanamayanlara yol
ücreti merkez taşra ayrımı yapılmadan herkese ödenmeli,
- Yemek
hizmeti ücretsiz olmalı. Yemek hizmeti alamayanlara ve dışarıda yoklama, icra,
keşif gibi görev yapan memurlara da yemek bedeli rayiç bedel üzerinden nakden
ödenmeli,
- Yeşil
pasaport bütün memurlara verilmeli,
- Disiplin affı çıkarılmalı,
- Bütçede karadelik oluşturan hasta garantili
hastaneler, geçiş ve döviz garantili otoyol, köprü, tüneller kamulaştırılmalı.
Bütçe; bir ülkenin bir
yılda elde edeceği gelirin paylaşımını gösteren bir pastaya benzer.
Bu bütçede en büyük dilimler yine azınlığı oluşturan bütçeden nemalanan saraya, sermayeye, rantiyeye, faize, yandaşa, tarikata ayrılmıştır. Hükümetin hazırladığı bu 2025 sefalet bütçesini kabul etmiyoruz. Pastayı yeniden dilimliyor en küçük dilimi hükümete ve yandaşlarına ikram ediyor ve soruyoruz. Bize reva gördüğünüz bu kadar küçük dilimle siz geçinemiyorsunuz, milyonlarca çoğunluğu oluşturan biz emekçiler nasıl geçinelim.? Ne doymak gözünüz varmış .? Allah doyursun.