BASIN AÇIKLAMASI
5 OCAK 2024 ANKARA
Büro-İş Sendikası olarak; TÜİK’in açıklamış olduğu gerçek olmayan enflasyon oranları ile maaş artış oranlarını basın açıklaması yaparak protesto ettik.
Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş ve bağlı sendikaların yönetici ve üyelerinin de destek verdiği basın açıklamasını Sendikamız adına Genel Başkanınız Alay HAMZAÇEBİ yaptı.
Basın açıklamamızın tam metni:
Sözlerimize başlamadan önce bugün hain bölücü terör örgütü PKK tarafından İzmir Adliyesine karşı yapılan alçak ve kalleşçe saldırıda şehit edilen kahraman polis memuru Fethi Sekin ve Sendikamız üyesi mübaşir Musa Can’ın katledilişinin 7. yıl dönümü. Şehitlerimizi saygıyla anıyoruz. Bu hainliği, alçaklığı ve kalleşliği unutmadık, unutturmayacağız. Her türlü terörü bir kez daha lanetlediğimizi tekrar ilan ediyoruz.
Hükümet, TÜİK’in
uydurulmuş enflasyon oranları ile memurun, emeklinin canına okumaya devam
ediyor.
TÜİK, Aralık ayı enflasyonunu % 2,93, yıllık %
64,77 olduğunu açıkladı.
ENAG ise, aylık % 4,12 yıllıkta
% 127,21 açıklamış bulunmaktadır.
Geçenlerde asgari ücretin % 49 artışla 17 bin 2 Lira olarak
açıklanmasıyla her şeye en az % 49 zam geldi. Marketlerin o gece sabaha kadar
mesai yaptırıp etiketleri değiştirdiğini hatta bu iş için özel personel
çalıştırdıklarını hepimiz biliyoruz. Marketler zamları yaparken biz aynı
maaşları almaya devam ediyoruz.
Konfederasyonumuz Birleşik kamu-İş’in 2023 Aralık ayı hesaplamalarına
göre açlık sınırı 17 bine, yoksulluk sınırı ise 47 bine dayanmış.
Bu ülkede okula aç giden
çocuklar var, geçinemediğinden intihar eden aileler var. Ankara da son bir yılda
çok sayıda genç geleceksizlikten intihar etti. Peki memur ? Memur karnını
doyuramıyor, kirasını ödeyemiyor, kısacası geçinemiyor. Bu yüzden emekli de
olamıyor, emekli olanların durumu ise çok daha vahim.
Memurun bu ay İstanbul’da
ödeyeceği yemek fiyatı 21.50’den 56.10 liraya yükseltilmiş. Demek oluyor ki
yemek ücretleri yüzde 160 artırılmış. Bu zammı yapan devletin kurumu olan
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’dır.
Memurun maaşına yüzde kaç
zam yaptınız da yemeğini % 160 artırıyorsunuz?
Yeni yılda köprü ve
otoyollara % 76’lara, vergi ve harçlara % 60’a yakın zam yapan hükümetin memura
2024 yılı için toplamda % 25 zam vermesini kabul etmiyoruz. Yüzde 50 zam verdik
diye algı yapıyorlar. Bu zam kendi ayarladıkları enflasyona göre geçmiş
dönemlere ait enflasyon farkıdır.
Zam, enflasyonun üzerinde
bir oran olursa, refah payı içerirse zam olur.
Emekçileri piyasanın
insafına bıraktığınız yetmedi, uydurulmuş enflasyon oranları baz alınarak
yapılan maaş zamları ile oylamaya çalışıyorsunuz.
Gelir vergisi dilimi
yıllar içerisinde brüt asgari ücret ile eşitlenmeye doğru gidiyor.
2001 yılında ilk gelir
vergisi dilimi 2 bin 800-TL iken, brüt
asgari ücret aylık 167-TL idi,
2024 yılında, şimdi ise
ilk gelir dilimi 110 bin TL, brüt asgari ücret ise aylık 20 Bin 2-TL olmuş.
Rakamları oranlayıp
sadeleştirirsek Gelir vergisi ilk dilimi 2001 yılında brüt asgari ücretin 16
katı iken bu yıl 5,5 katına gerilemiş.
Bu tablonun özeti;
Türkiye’de vergi yükü tabana yayılmamış, emekçinin sırtına yüklenmiştir.
Bir başka husus gerek
emekliler, gerekse emekliler ile çalışanlar arasındaki maaş artış oranı
farklılıklarının giderilmesi gerekiyor.
Markete, pazara gidince
emekli veya çalışan, ekmeğe, domatese, ya da elektriğe doğalgaza farklı ücret
mi ödüyor? Elbette hayır.
2001 yılında en düşük
emekli maaşı asgari ücretin 1,5 katı iken bugün asgari ücretin 3’te ikisi
olmuş.
Emekliye seyyanen zam
yapılarak en düşük emekli kök maaşı 25 bin 500-TL’ye yükseltilmelidir.
Geçenlerde Resmi Gazetede
yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kararıyla, kumar işlerinden alınan vergi oranlarına
% 50 indirim yapıldı. Bu indirimin amacı yoksullaşan halkın umutlarını kumara
bağlamasını sağlamak ve özendirmektir. Bir başka amaçta, bu fırsatı
değerlendirip yandaşlara özelleştirilen şans oyunlarının sahibi şirketlerin karlarını
artırmaktır.
İşiniz kumarın vergisini
düşürmek değil, sabit gelirli memurun, emekçinin vergi dilimini düşürmek olsun!
Oranı % 10’da sabitleyin.
Buradan sizlerin
aracılığıyla taleplerimizi hükümete duyurmak ve kamuoyuna açıklamak istiyoruz.
Öncelikle; bugün
Türkiye’de bir yargı krizi, bulunmaktadır.
Laik, Demokratik
Cumhuriyetimiz, Anayasal düzen tehdit altındadır. Eğer bunlar olmazsa şimdi
sayacağımız taleplerimizin hiçbir anlamı ve karşılığı kalmayacaktır. Emekçi,
emeğinin hakkı alamayacaktır. Bugünkü yoksulluğun, sefaletin, haksızlığın
sebebi Cumhuriyetin ayaklar altına alınmasıdır. Bütün yurttaşlarımızı
Cumhuriyetimize, Demokrasimize, Anayasamıza sahip çıkmaya davet ediyoruz.
TALEPLERİMİZ:
En düşük emekli maaşı 25
bin 500 TL olmalı.
En düşük memur maaşı
yoksulluk sınırının üzerinde olmalı.
İlk olarak 8.077 TL olarak verilen ve maaş artış oranı ile 12 bin 55-TL olacak seyyanen zam başta olmak üzere bütün ek ödeme ve tazminatlar emekli keseneğine sayılmalı.
3600 Ek Gösterge bütün birinci dereceye gelmiş memurlara emsallerine veriliş tarihi itibariyle geriye dönük olarak verilmeli.
Maaşlarımız reel enflasyon üzerinden aylık ve refah payı eklenerek ödenmeli.
En düşük memur maaşı 22 bin lira olacak dendi; oysa 20 bin 300 TL ödendi. Fark geçmişe dönük faiziyle birlikte ödenmeli.
Cumhurbaşkanı tarafından
genel seçim öncesi söz verilen ısrarla ve haklı şekilde talep ettiğimiz
mülakatlar kaldırılmalıdır. Ne kadar haklı olduğumuz,
Adalet Bakanı Yardımcısının özgür basın tarafından suçüstü yakalanması ile ispatlanmış
oldu. Ve bu suç, adaleti sağlaması gereken Adalet Bakanlığı’nda yapılıyor. Biz
kime güveneceğiz peki? Hakkımızı nere de arayacağız?
Adalet Bakanlığı, şu anda
devam eden en son yapılan Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği yazılı sınavını
kazanan adayların mülakatlarında torpil ve haksızlık yapılmadığını ispat etmek
zorundadır. Bunun için sıralama en yüksek puan alan adaydan başlayarak
yapılmalıdır.
Elektrik, doğalgaz,
köprüler, tüneller, otoyollar, eğitim ve hastaneler devletleştirilmeli.
666 sayılı KHK ile
kesilen ikramiye ve havuz paralarımız geriye dönük birikimli olarak tekrar
ödenmeli.
Öncelikle işe geliş
gidişler ücretsiz servis hizmeti ile sağlanmalı, sağlanamayanlara yol ücreti
merkez taşra ayrımı yapılmadan herkese ödenmelidir.
Yemekler ücretsiz
olmalı. Dışarıda yoklama, icra, keşif gibi görev yapan memurlara da yemek
bedeli nakden ödenmelidir.
Büyükşehirlerde görev
yapanlara büyükşehir farkı verilmeli,
Kamu çalışanları için
yeterli lojman, kreş ve sosyal tesisler yapılmalıdır.
Memurun barınma sorunu
artarak devam ediyor. Seçim öncesi söz verilen kira desteği derhal
verilmelidir.
Yardımcı Hizmetler
sınıfı kaldırılarak içerisinde bulunan meslek branşları Teknik Hizmetler
Sınıfına, diğerleri de Genel İdare Hizmetleri sınıfına geçirilerek Ek
Göstergeden faydalandırılmalıdır.
Refahta
değil, en düşük maaşta, sefalette, yoksullukta eşitleme yapılıyor.
TÜİK’in uydurulmuş
enflasyon oranlarını ve buna göre belirlenen maaş artış zamlarını kabul
etmiyoruz.
Bu maaş artışları ve
yaşam şartları emekçiyi diri diri mezara gömecek politikalardır.
İstedikleri sırtımıza yükledikleri zamlarla beraber sessiz sedasız mezara girmemiz.
Bir kere daha ilan
ediyoruz.
Kamu emekçileri olarak bu sefil yaşam koşullarını kabul etmiyoruz. Hakkımızı alana kadar emeğimiz mücadele etmeye devam edeceğiz. Bütün emekçileri, emeklileri örgütlü olarak mücadele etmeye çağırıyoruz.