Danıştay Onikinci Dairesi muhakkik olarak görevlendirilen kişilerin, soruşturulanın dengi veya üstü olması gerektiğini belirtti.
Danıştay Onikinci Dairesi önüne taşınan bir uyuşmazlığa ilişkin yaptığı incelemede , 657’de bu konuda açık hüküm bulunmamakla birlikte, soruşturmacının soruşturulan kişinin üstü, bu mümkün değilse dengi statüsünde olan muhakkik tarafından yürütülmesi gerektiğinin yargısal içtihatlarla kabul edildiğini belirtmiştir. (Memurlar.net)
Öte yandan disiplin hukuku açısından üzerinde durulması gereken önemli bir husus; disiplin soruşturmasını yürüten soruşturmacı ile hakkında soruşturma yapılan memurun asgari eşit konumda ve eşit haklara sahip olmaları gerektiğidir. Bu “denklik ilkesi”nin bir gereğidir. Dolayısı ile soruşturmacının memurluk görev ve derecesinin, hakkında soruşturma yaptığı memurdan üst ya da en azından aynı düzeyde olması memuriyet güvencesi bakımından
büyük önem taşımaktadır.
Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunun 14.03.1986 tarihli ve 1985/141 E, 1986/18 K sayılı kararında da soruşturmacıların memurluk görev ve derecelerinin, haklarında soruşturma yapacakları memurlardan üst ya da hiç olmazsa aynı düzeyde olmasının idare hukuku ilkeleri bakımından ve memuriyet güvencesi yönünden önemli olduğu vurgulanmak suretiyle açıkça denklik ilkesi kabul edilmiştir.
Tüm bunların dışında soruşturmacı ile soruşturulan arasında herhangi bir ihtilafın bulunması halinde de soruşturmacının görevlendirilmemesi gerekmektedir.
Denklik ilkesinin önemini vurgulayan bir başka Danıştay kararı:
DANIŞTAY
12. Daire 2005/4949 E.N , 2008/2571 K.N.
Özet
GİRESUN İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜNDE ŞUBE MÜDÜRÜ OLAN DAVACI HAKKINDA, İLKÖĞRETİM MÜFETTİŞLERİ VE HALK SAĞLIĞI LABORATUVARINDA KİMYA MÜHENDİSİ OLARAK GÖREV YAPAN PERSONEL TARAFINDAN, MUHAKKİK SIFATIYLA YAPILAN DİSİPLİN SORUŞTURMASI HUKUKA AYKIRI OLDUĞUNDAN, BU SORUŞTURMAYA DAYALI OLARAK TESİS EDİLEN İŞLEMDE HUKUKA UYARLIK BULUNMADIĞI HAKKINDA.
İçtihat Metni
Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı):…
Karşı Taraf: Giresun Valiliği
İsteğin Özeti : Ordu İdare Mahkemesinin verilen 30.6.2005 günlü, E:2005/1407, K:2005/1467 sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi: Müjgan Karyağdı
Düşüncesi: İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından anılan kararın onanması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı: Yakup Bal
Düşüncesi:İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince Davacının 5525 sayılı Af Yasası uyarınca davasına devam edilmesi istemini içeren 17.7.2006 günlü dilekçesi dikkate alınarak işin gereği düşünüldü:
Davacının 657 sayılı Yasanın 125/C-d maddesi uyarınca 1/30 oranında aylıktan kesme cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin 17.12.2003 günlü işlemin iptali kesilen tutarın yasal faiziyle ödenmesine hükmedilmesi istemiyle dava açılmıştır.
Ordu İdare Mahkemesinin 30.6.2005 günlü, E:2005/1407, K:2005/1467 sayılı kararıyla; 17.1.2000- 5.6.2000 tarihleri arasında personel şube müdürlüğü görevini vekaleten yürüttüğü halde, Giresun Sağlık Müdürlüğü çalışanlarının teşvik kesintilerinin zamanında yatırılmadığı gerekçesiyle yürütülen soruşturmada, anılan tarihlerde Personel Şube Müdürlüğü görevinde bulunduğu hususunu soruşturmacıya söylememesi nedeniyle eylemine uyan disiplin cezasıyla cezalandırılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir:
Davacı disiplin cezası verme yetkisinin zamanaşımına uğradığını yanlış İddia üzerine kasıtlı olarak ceza verildiğini öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen İncelenerek bozulmasını istemektedir.
5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 9.maddesinin D bendinde valilerin dördüncü maddenin son fıkrasında belirtilen adli ve askeri teşkilat dışında kalan Devlet daire müessese ve işletmelerini, Özel İşyerlerini, özel idare, belediye, köy İdareleriyle bunlara bağlı tekmil müesseseleri denetleyeceği ve teftiş edeceği bu denetleme ve teftişi Bakanlık veya genel müdürlük müfettişleriyle veya bu dairelerin amir ve memuruyla da yaptırabileceği hüküm altına alınmıştır.
13.8.1999 günlü, 23785 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Müfettişleri Başkanlıkları Yönetmeliği’nin olay tarihinde yürürlükte bulunan şekliyle 42. maddesinde, müfettiş ve müfettiş yardımcılarının görev alanları düzenlenmiştir. Buna göre, müfettiş ve müfettiş yardımcılarının, rehberlik ve iş başında yetiştirme, teftiş ve değerlendirme, inceleme, soruşturma hizmetlerine yönelik olarak;
a) İlköğretim okulları,
b) Yetiştirici ve tamamlayıcı sınıflar ve kurslar,
c) Özel eğitime muhtaç çocuklar için açılmış okullar ve sınıflar,
d) Okul öncesi eğitim kurumları, uygulama sınıfları ve tamamlayıcı sınıflar ve kurslar,
e) Halk Eğitim Merkezi ve akşam sanat okulları ile bunlara bağlı kurslar
f) Çıraklık eğitim merkezleri,
g) Eğitim araçları ve donatım merkezi ve akşam sanat okulu müdürlükleri
h) Rehberlik ve araştırma merkezlerinde ve akşam sanat okulu müdürlükleri,
i) Öğretmen evi ve akşam sanat okulları, öğretmen evi, lokalleri ve sosyal tesisleri,
j) Millî eğitim yayın evleri,
k) Sağlık eğitim merkezleri,
I) Hizmetiçi Eğitim Enstitüleri ve Akşam Sanat Okulları ile Hizmet İçi Eğitim Merkezleri,
m) Spor ve izcilik okulları,
n) Gençlik ve izcilik eğitim tesisleri,
o) Öğrencileri yetiştirme ve sınavlara hazırlama kursları,
p) Özel eğitim kurumlarına bağlı, dershane ve okulları ile her türlü özel yaygın eğitim kursları,
r) Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı Kur’an kursları,
s) Dernek ve vakıflarca açılan ve Bakanlığın denetimi ve gözetimi altında bulunan gerçek ve tüzel (şirket) kişilere ait öğrenci yurtları,
t) Valilikçe denetimi uygun görülen diğer okul ve kurumların, görev alanlarını oluşturduğu*hükme bağlanmıştır.
Kurum kavramı ise aynı Yönetmeliğin 3. maddesinde Millî Eğitim Bakanlığına bağlı resmi ve özel okullar ile diğer hizmet birimleri olarak tanımlanmıştır.
Dava konusu olayda, Sağlık Bakanlığına bağlı Giresun Valiliği İl Sağlık Müdürlüğünde şube müdürü olan davacı hakkında, yukarıda belirtilen yönetmelik hükmüne aykırı olarak soruşturma yapmaya yetkili olmayan ilköğretim müfettişlerince Valilik oluru üzerine başlatılan soruşturma sonucu düzenlenen rapora dayanılarak işlem tesis edildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar 5442 sayılı Yasanın sözü edilen 9/D maddesinde valilerin kamu kurumlarının teftişini Bakanlık veya genel müdürlük müfettişleriyle yaptırabileceği belirtilmiş ise de, Bakanlık ve Genel Müdürlük kavramından anlaşılması gerekenin ilgili Bakanlık ve Genel Müdürlük olduğu zira disiplin soruşturmalarında iddia konusu suçların subuta erip ermediği hususunda soruşturulanların görev yaptığı kurumun yapısı, mevzuatı, yürütülen hizmetin niteliği dikkate alınarak sonuca ulaşılacağından soruşturmacının kurumun sözü edilen özelliklerini bilmesinin, bir başka deyişle o kurumda görev yapmasının kamu hizmetinin en iyi şekilde yürütülmesi ilkesine de uygun düşeceği tabiidir.Öte yandan disiplin soruşturmasını yapacak kişilerin kimler olacağı konusunda 657 sayılı Yasada açık hüküm olmamakla beraber soruşturmacının soruşturulan kişinin üstü bu mümkün değilse dengi statüsünde olan muhakkikçe yürütülmesi gerektiği yargısal içtihatlarla kabul edilmiştir.Olayda, disiplin soruşturmasını İlköğretim müfettişiyle birlikte Halk Sağlığı Laboratuvarında görev yapan Kimya Mühendisi “…” nın muhakkik sıfatıyla birlikte yaptığı görülmüş ise de, dosyadaki belgelerden …’nın soruşturmayı yürüttüğü sırada davacının dengi veya üstü konumunda bir idari göreve sahip olmadığı anlaşılmış olup, yürütülen disiplin soruşturması bu yönüyle de hukuka aykırı bulunmuştur.Bu durumda disiplin soruşturması hukuka aykırı olduğundan bu soruşturmaya dayalı olarak tesis edilen dava konusu işlemin iptali gerekirken davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle Ordu İdare Mahkemesinin 30.6.2005 günlü, E:2005/1407, K:2005/1467 sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin l/b fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Yasa île değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen nedenler gözetilmek suretiyle yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine 29.4.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi.