Uzun zamandır çalışmaları yapılan ve yargı çalışanları tarafından merakla beklenen “Yargı Reformu Stratejisi’nin” Sn. Cumhurbaşkanınca 30.05.2019 tarihinde açıklanması ile başta zabit katibi olmak üzere bütün çalışanlarda hayal kırıklığı yaratmıştır. Söz konusu Strateji kapsamında; mahkeme yazı işleri müdürlüklerinin güçlendirilerek, yazı işleri müdürlüğünün kariyer meslek olarak yeniden yapılandırılacağı, yazı işleri müdürlüğünün görevde yükselme usulüyle gelinen değil, hukuk eğitimi almış olanların en başta sınavla girebilecekleri bir kariyer mesleği haline dönüştürüleceği Sn. Cumhurbaşkanınca ifade edilmiştir.
Hak ve özgürlükle¬rin korunup geliştirilmesi, etkin ve hızlı işleyen bir adalet sisteminin oluşturulması için adalet sistemimizde her dönem kısmı ya da kapsamlı reform arayışları yapılmıştır. Kaydedilen bazı olumlu gelişmelere rağmen siste¬min rasyonel çalışmasına odaklı reform ihtiya¬cı güncelliğini korumaktadır. Reform belgeleri ancak alanı doğrudan ya da dolaylı şekilde etkileyen farklı etkenlerin analizi suretiyle hazırlanırsa başarılı olabilir. Bu Yargı Reformu Stratejisi bü¬tüncül bir bakış açısıyla hazırlanmamış olup yargı sistemini hakim ve savcıdan ibaret sayan bir anlayışla onlar tarafından hazırlanmıştır.
Adalet Bakanlığı personelinin büyük bir bölümünü oluşturan ve bakanlığın merkez ve taşra teşkilatları olan Adliyelerde, bölge idari ve iş mahkemesinde, seçim kurulunda ya da müdürlüğünde, icra dairesinde istihdam edilerek dosyalama, kalem işleri, yazışma gibi görevleri yapmak üzere görevlendirilen, yargı personeli olan zabıt katipleri kurumun bel kemiği durumundadır. Her ne kadar Zabit katipliği mesleğine giriş için Adalet Meslek Yüksek Okulu, lisans mezunu olmak öngörülmüş olsa da içerisinde lise mezunu yok denecek kadar azdır. Büyük çoğunluğu İşletme, İktisat, Kamu Yönetimi mezunudur. İçerisinde Temel Hukuk derslerini de barındıran bu bölüm mezunları İdari Yargıda hakim bile olabiliyorken adliyelerde yazı işleri müdürü olamayacak. Yapılmak istenen düzenleme kendi içerisinde çelişkileri barındırmaktadır. Zabit Katibi, Adli sistemin hakim ve savcı gibi aslı unsurudur. Öyle ki Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa göre bir tutanakta hâkimin yada savcının yanında Zabıt kâtibinin imzasının bulunmaması o tutanağı yada bir mahkeme hükmünde Zabit Katibinin imzasının bulunmaması o hükmü geçersiz kılar.
Yargının yükünü omuzlayan Zabit Katiplerinin görevde yükseleceği tek unvan olan yazı işleri müdürlüğüne, işin mutfağında bizzat görev yapan, yılların bilgi birikimine ve deneyimine sahip Zabit Katiplerinin değil hukuk mezunlarının alınması Reform değil, yargı sistemini tamamen deneyimsiz kişiler tarafından çökertilmesi anlamına gelmektedir. Bu durum 657 sayılı DMK’nun 3. Maddesinde belirtilen kariyer ve liyakat ilkelerine de aykırıdır. İşin mutfağında görev alıp deneyim kazanmayan bir kimsenin o işte başarılı ve verimli olması mümkün değildir. “İş bilenin kılıç kuşananındır.” Sözü de tam da bu durumu özetlemektedir. Kalem işini bilmeyenden yazı işleri müdürü olmaz.
Bugün maalesef adli sistemimizde yargıyı; hâkim ve savcılardan ibaret gören kısır bir anlayış bulunmaktadır. Adalet Bakanlığının merkezi yönetim kadroları olan Personel Genel Müdürlüğüne, Bilgi İşlem Genel Müdürlüğüne, Strateji Geliştirme Başkanlığına, Daire Başkanlıklarına Kurum içerisinde üniversitelerin İktisat, işletme, yönetim vs. bölümü nitelikli çok sayıda mezunları varken hep hakim ve savcıların atanması doğru bir yaklaşım değildir. Hakim ve savcıdan iyi yönetici olur diye bir kural da dünyada bulunmamaktadır. Bir bina alttan başlanarak inşa edilir, boyaması ise yukarıdan aşağıya doğru yapılır. Reform yeniden inşa etmek değil var olanı iyileştirmek olduğuna göre eğer bakanlık gerçekten bir yargı reformu yapmak istiyorsa balık baştan kokar misali yukarıdan aşağıya doğru yapmalıdır. İşin kolayına kaçıp başarısızlığın faturasını Zabit Katiplerine çıkarmamalıdır.
Bu açıklamalar çerçevesinde Zabit Katiplerinin Yazı İşleri Müdürü olmalarını engelleyici düzenlemelerden vazgeçilerek, kurum personelinin merkezi yönetim kadrolarında genel müdür, daire başkanı gibi öncelikli olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.
Kamuoyuna saygıyla arz ederiz.
Büro İş Sendikası
Merkez Yönetim Kurulu